Ertuğrul Özkök, “Deprem Mektubu” başlığı altında, yazdığı ve “newsletter” olarak paylaştığı yazısında bugün, Ekşi Sözlük’e getirilen erişim engeline değindi. Özkök, “Demek ki depremle ilgili haberler, eleştiriler çok özel bir hassasiyet yaratıyor yukarılarda” yorumunu yaptı. Özkök, Ekşi Sözlük’ün kurucusunun kendisine sosyal medyada kendini ağır sözlerle eleştiren iki yazı için erişim engeli talep ettiğine de yazısında yer verdi.
Özkök’ün, “Bana ‘eşek’ diyen Ekşi Sözlük’ün patronuna ‘sıpa’ denince neler oldu?” başlıklı yazısı şöyle:
Bana ‘eşek’ diyen Ekşi Sözlük’ün patronuna ‘sıpa’ denince neler oldu?
İki gün önce Ekşi Sözlük’e erişim yasağı konduğunu öğrendiğim an aklıma gelen ilk soru şu olmalıydı:
“Bu kararı kim verdi?”
Tuhaftır ama aklıma bu soru değil şu soru geldi…
“Acaba o ne hissetmiştir?”
‘O’ dediğim kişi kimdi?
‘O’ diye sözünü ettiğim kişi Ekşi Sözlük’ün patronu…
O an onu bulup şunu sormak isterdim:
“Erişim yasağı konduğu an ne hissettin kardeşim?”
Oraya geleceğim ama yine de sormam gereken ilk sorudan başlayayım.
Bu erişim engelleme kararını kim verdi?
Bildiğimiz tek şey BTK sitesindeki o cümle
Aradan 48 saatten fazla bir süre geçti. Bu sorunun cevabını hâlâ bilmiyoruz.
Bu kararla ilgili bildiğimiz tek şey, “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığı” internet sitesindeki tek cümle.
“Kurumumuzun 21/02/2023 tarihli kararı ile erişimi engellenmiştir.”
Bunun dışında bu kararın sorumluluğunu yüklenen tek bakan veya iktidarın üst tarafından gelen bir ses duymadık.
Sadece AKP Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi Mücahit Birinci alaycı bir cümle ile sahiplendi.
’50 kişiyi götürürüz’ diyen hanımefendiye sessiz BTK
Bu durumda haberleşme özgürlüğü ile ilgili bu önemli kararı BTK kendi başına mı aldı yani?
Aranızda buna inanan bir saf var mı?
Güçlendirilmiş başkanlık rejiminde, “yukarıdan emir gelmeden, en azından ‘yukarı sormadan” bu kararı alabilecek bir babayiğit tanıyanınız varsa bir adım öne çıksın.
Kurum, bu gibi olaylarda “halkın hissiyatını” düşünerek böyle erişim engeli kararlarını tek başına alabilseydi, hani o “Ailemle birlikte silahlandık, hazırız iktidarımıza bir şey yapmaya kalkarlarsa en az 50 kişiyi götürürüz” diyerek halkın üçte ikisini tehdit eden hanımefendinin internetteki görüntülerine hâl3 özgürce ulaşılabilir miydi?
Demek ki onunla ilgili yukardan bir emir gelmemiş, bununla ilgili gelmiş.
Demek ki depremle ilgili haberler, eleştiriler çok özel bir hassasiyet yaratıyor yukarılarda.
2018’de Ekşi Sözlük’e son defa baktığımda gördüğüm 211 sayfa
Bunu söyledikten sonra aklıma gelen soruya geçeyim.
Ekşi Sözlük’e son olarak 2018 yılı Ocak ayında baktım.
Benim hakkımda tam 211 sayfa iftira, hakaret ve aşağılama vardı.
İyi veya nötr tek cümleye rastlamadım.
Bu 211 sayfa boyunca hakkımdan yazanlar benim için neler demişler…
Gelin size Ekşi Sözlük’ün benim hakkımdaki sayfalarında okuduğum 211 sayfanın, “ O”, “C”, “M”, E”, “Y” “S” maddelerini aktarayım.
“O” omurgasız, “E” eşek, “C” cahil “Y” yüz karası
“Omurgasız” demişler…
“Yüz karası”, “Cahil”, “İnsan müsveddesi”, “Kimin eşeğine binse onun borusunu öttüren”, “Yeni sivilcelenmiş ergen…”
“Hain”, “Yalaka”, “Dönek” gibi artık klasikleşmiş ifadeleri buraya almaya bile gerek duymuyorum.
Hakkımdaki yazıların son olarak kaç sayfaya geldiğini bilmiyorum.
Ama o bildiğim sayfaların hâlâ yerinde olduğuna hiç şüphem yok.
Peki bin ne yaptım…
Ne kimseye şikâyet ettim, ne de bu sayfalara erişim yasağı koydurmak için girişimde bulundum.
Ancak…
Bana ‘eşek’ diyenlerin patronuna ‘sıpa’ denince bakın neler oldu? 11 Ocak 2008 günü öyle bir şey öğrendim ki… Dudaklarım uçuklayacaktı… Türkiye’de on binlerce insan hakkında ağıza alınmayacak hakaretleri bir edebi tarz olarak sayfalarında barındıran Ekşi Sözlük Kurucusu ve patronu meğer ne yapmış. Bakın bana “eşek” diyen onlarca sayfayı yayınlanan patron mesela mesela diyelim ki, kendisine “sıpa” denince… Olay şöyle olmuş… Sosyal medyada kendini ağır sözlerle eleştiren iki yazı yayınlanmış. Ekşi Sözlük patronu anında bu yazılara erişimin engellenmesi için mahkemeye gitmiş. Okuduğumda hayretler içinde kalmıştım. Bana eşek diyenlerden küçük bir ricam oldu onu bile yapmadılar Bunu öğrenince, 12 Ocak günü Hürriyet’te bir yazı yazarak Ekşi Sözlük’e yazan ama adlarını asla vermeyen o güya özgürlük kahramanı maskeli arkadaşlara seslenmiş ve şunu söylemiştim: “Sizden tek ricam var. Patronunuzun aleyhindeki iki yazıya erişimin engellenmesi için açtığı bu dava ile ilgili ne düşünüyorsunuz yazın. Sakın ha sizden ona eşek falan demenizi beklemiyorum. Hatta “Sıpa” bile demeyin. Sadece “Patron olmadı bu yaptığın” deyin yeter…” Aradan 4 yıl geçti… Patron hakkında tek kelime eleştiri, hakaret yazısı yazıldı mı… Duymadım… O nedenle bugün hem patrona hem o platformda takma isimlerle her türlü süfli hakareti yapan arkadaşlara sormak istiyorum… İki gün önce sizlerin yazılarına getirilen bu erişim engeli için ne hissediyorsunuz… Siz korkudan yazmıyorsanız ben kendi adımla yazayım Kendi adları ile hakaret etme cesaretleri olmadığı için bir şeyler söyleyebildiler mi bilmiyorum. Ama ben kendi adımla yazayım. İktidarın, bunca yıldır başka insanlara yapılan hakaretlere sessiz kalıp ta bugün deprem konusunda sinir tellerine bastığı an bu siteye erişim engeli koymasını asla destekleyemem… Üstelik, depremle ilgili okuduğum en iyi tanıklık yazısı o geceyi o bölgede yaşayan genç bir subayın yazdığı bir yazıydı. Bir arkadaşım gönderdi. Genç subay bu yazıyı Ekşi Sözlük’te yazmış. O yazıyı okuduktan sonra Ekşi Sözlük’e neden erişim engeli getirildiğini daha iyi anladım. Amaç başka insanlara hakaret edilmesi, aşağılanması falan değildi. Oradaki insani enkazın iktidarda yarattığı hassasiyetti… |