Türkiye’nin toplam kurulu gücü içerisinde güneş enerjisinin yüzde 11 paya sahip olduğunu söyleyen Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, gerçek potansiyelin ortaya çıkarılması adına çatı tipi güneş enerji santrallerinin yaşamsal rol üstlendiğini vurguladı.
Alper Kayalcı, “Enerji sektörüne ne kadar çok vatandaşımızı üretici olarak çekersek, enerjide dışa bağımlılığımızı o derecede azaltacak ve kalkınmamızı bir o kadar fazla gerçekleştireceğiz” dedi ve dernek olarak güneşteki yatırım ivmesinde önceliğin her zaman çatı tipi GES’lere verilmesi gerektiğini düşündüklerini ifade etti. Güneş enerjisinin, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları içinde en yüksek seviyede potansiyele sahip kaynak olduğunun altını çizen Kalaycı, “Gelecek 12 yılda yoğun bir yatırım ajandasına sahip olacağımızı da anımsatmak istiyorum.
Güneş enerjisinde ise ‘potansiyel kurulu gücümüz’ 200 bin MW’ın üzerinde. Sadece bu potansiyelimizi devreye alsak, iki Türkiye’nin enerjisini üretmemiz mümkün hâle gelecek” şeklinde konuştu. Çatı tipi GES’lerin yaygınlaşması gerektiğini yıllardır savunan bir sivil toplum örgütü olduklarını sözlerine ekleyen Alper Kalaycı, “Çatı tipi GES’ler sadece temiz enerji noktasında değil, karbon yakalama, enerji bağımsızlığı ve çevresel sürdürülebilirliğe etki edecek” dedi.
ENSİA Başkanı Kayacı şöyle konuştu: “Fiziki koşulları ve finansman gücü olan her kişinin ve her kurumun güneşten enerji elde etmesi gerektiğini de ekliyoruz. Bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılabilmesi için etkili teşvik mekanizması ve destek sistemi gereklidir. Yatırımcıları çekmek ve çatı GES projelerini ekonomik açıdan çekici hale getirmek için finansal teşvikler, vergi avantajları ve düzenleyici kolaylıklar sağlanmalıdır.”
“Rol modelimiz Almanya olmalı”
Enerji sektörüne veri analizi boyutunda katkı sağlayan Ember Climate verilerini paylaşan Alper Kalaycı, buna göre Türkiye’nin çatı tipi GES’lerden üretebileceği potansiyel elektrik enerjisi kurulu gücünün 120 bin MW seviyesinde olduğunu aktardı.
Alper Kalaycı, arazi gereksiniminin bulunmuyor olması ve tüketimle aynı noktada üretim sağlaması nedeniyle enerji politikaları açısından önem taşıyan Çatı GES’lerin sınırda karbon düzenlemesi nedeniyle ekonomi; kişilere kendi elektriklerini üretme fırsatı sağlamasıyla kalkınma; elektrik tarifelerindeki sübvansiyon nedeniyle maliye politikaları açısından da kritik rol oynayacağını belirtti.
Bu noktada Türkiye’nin Almanya’yı rol modeli olarak görmesi gerektiğini düşündüğünü kaydeden Başkan Kalaycı, “Bizim güneş enerjisinde en verimsiz olarak gördüğümüz bölge, Almanya’nın en verimli bölgesinden çok daha yüksek potansiyele sahip. Buna karşılık biz güneşte 11 bin MW’ seviyesini yeni aşarken, Almanya verimsiz güneşi ile 70 bin MW, yani bizden yedi kat daha fazla enerji üretiyor’ dedi.
“12 yılda 5 kat büyüyeceğiz”
Alper Kalaycı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan Ulusal Eylem Planı’na göre 2035 yılında 189 bin 700 MW’a ulaşması beklenen toplam kurulu güç içerisinde güneşin payının 52 bin 900 MW olacağını hatırlattı. Kalaycı, bu hedefin bugüne kadar yapılan güneş enerjisi yatırımının beş katının, gelecek 12 yılda gerçekleştirileceğine işaret ettiğini söyledi. Dünya genelinde de eğilimin çok farklı olmadığını ekleyen Alper Kalaycı, “2030 yılında küresel elektrik talebinin yüzde 50’sini yenilenebilir enerji kaynakları karşılayacak.
Yenilenebilir kaynaklar arasında ise en büyük gelişmeyi güneş enerjisi sağlayacak. Güneş enerjisi kapasitesi, 2030 yılına kadar yıllık yaklaşık 280 GW artacak ve yılda ortalama yüzde 12 büyüyecek. Tüm veriler, güneş enerjisinde adeta varlık içinde yokluk çeken ülkemizin, gerçek potansiyelinin farkında olarak, sektörün sürdürülebilir büyümesine stratejik önem atfetmesi gerektiğini söylüyor” şeklinde konuştu.