Kocatepe’nin gazisini duygulandıran fotoğraf

Kocatepe’nin gazisini duygulandıran fotoğraf

KIBRIS Barış Harekatı’nda dost ateşiyle batan, 54 personelin şehit olduğu TCG Kocatepe’de sağ kurtulanlar arasında yer alan Kıbrıs gazisi emekli deniz astsubay Cemil Yaralı (70), 16 kişi olarak bindikleri botta kurtarılırken çekilen fotoğrafa yıllar sonra ulaştı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 40’ıncı kuruluş yıl dönümünde fotoğrafa bakarken duygu dolu anlar yaşayan Yaralı, 49 saat denizde sürüklendikleri lastik botta can yeleği olmayan tek asker olduğunu, gemi batarken son anda botlara bindiklerini, iyi yüzebildiği için can yeleğini yanındaki askere verdiğini söyledi.

Ankara’da yaşayan Kıbrıs gazisi emekli deniz astsubay Cemil Yaralı, 1974’te Ada’da barış ve huzurun sağlanması için gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı’nda görev aldı. Yaralı, 21 Temmuz 1974’te istihbarat hatası ve haberleşme eksikliği nedeniyle Türk Hava Kuvvetleri’ne ait savaş jetlerince vurularak batan TCG Kocatepe’de sağ kurtulan askerler arasında yer aldı. 54 şehit verilen gemide son anda lastik botlara binen ve denizde saatlerce sürüklenen 192 personelden kimisi Lübnan, kimisi İngiltere, kimisi de İsrail tarafından kurtarıldı. Cemil Yaralı, Lübnan yük gemisi tarafından kurtarılan askerlerden biri oldu. Cemil Yaralı, 16 kişi olarak bindikleri botta 49 saat sürüklendikten sonra kurtarılırken çekilen fotoğrafa yıllar sonra ulaştı. Botta can yeleksiz tek asker olan Yaralı, KKTC’nin 40’ıncı kuruluş yıl dönümünde fotoğrafa bakarken duygu dolu anlar yaşadı.

‘BOTLARA BİNEREK GEMİYİ TERKETTİK’

Yaşadıklarını DHA’ya anlatan Cemil Yaralı, harekat için yola çıktıklarında komutanlarının öncelikle kendilerine, ‘şu an Kıbrıs’ta, çok sayıda plajda insan, çocuk var. Kesinlikle plaja atış yapılmayacak’ emrini verdiğini söyledi. Yaralı, “Sonrasında atış başladı, o gece devam etti. Kocatepe, Mareşal Fevzi Çakmak, Adatepe, Tınaztepe isimli 4 gemimiz vardı. Bütün çıkarma gemileri, Kocatepe’nin refakatindeydi. İkinci gün ayın 21’inde bir muhabere noksanlığından dolayı ‘o sahadaki tüm gemileri vurun’ emriyle bizi Rum gemisi zannederek vurdular. Gemi tamamıyla yanmaya başladı. Güverteye çıktığımda o geminin üstündeki kanı görseniz; tonlarca kan dökülmüş sanki. Gemiyi terk etmemiz gerekiyordu. Botları denize attılar. Bir kısmı denize indi, bir kısmı gemiye takıldı, denize ulaşamadı. Botları keserek takıldıkları yerden kurtarıp, denize attık. Denizin içinde olan personel botları yakalayarak binmeye başladı. Botlara binmeye çalışarak gemiyi terk ettik” dedi.

Gemiyi en son terk edenlerden biri olduğunu söyleyen Cemil Yaralı, “Bota binerken iyi yüzebildiğim için can yeleğimi bir askere verdim. Bizim botumuz 49 saat denizde kaldıktan sonra Lübnan’dan gelen yardım gemisi bizi aldı. 24 saat de o gemiyle en yakın limana ulaştık. Toplam 73 saat denizde kaldık. Türkiye’den gönderilen uçak ile Ankara’ya ulaştık. GATA’da 10 gün tedavi gördük. Bizi dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ziyaret etti. Ecevit’in bizi ziyaret ettiği anın fotoğrafı da o dönemde yayınlanmıştı. Tedavinin ardından bize tören düzenlendi” diye konuştu.

‘I 47 YIL SONRA GÖRDÜM’

Cemil Yaralı, lastik botta çekilen fotoğrafına 47 yıl sonra ulaştığını belirterek, “Merhum Kıbrıs Gazisi emekli Piyade Kıdemli Albay Şükrü Tandoğan, 2 yıl önce bizler için bir albüm hazırladı sonra da vefat etti. Albümü incelerken kim tarafından çekildiğini bilmediğim, gemiyi terk ettiğimizde bottayken çekilen fotoğrafımızı gördüm. Bu fotoğraf nereden alınmış, nasıl bulunmuş, uydudan mı alındı; bilmiyorum. O fotoğraf sağ kurtulan personelin fotoğrafı; tek can yeleği olmayan da benim. Fotoğraf 2 yıl önce elime geçti. Albay Şükrü Tandoğan vefat ettikten sonra fotoğrafı gördüm. Ona fotoğrafa nasıl ulaştığını soramadım” dedi.

‘İSRAİL, ASKERLERİMİZE SU, YEMEK VERMEDİ’

Cemil Yaralı, kurtarıldıktan sonra Lübnan tarafının kendileriyle ilgilendiğini de söyleyerek, “Lübnan bizim tüm tedavimizi yaptı, bizleri giyindirdi. İsrail de 40 saat sonra 40 askerimizin olduğu botu kurtardı. İsrail onları kurtardıktan sonra olduğu gibi, çamaşırları ile hiç su, yemek, bir şey vermeden tekrar Türkiye’ye gönderdi. Bana ait Lübnan’dan verilen elbiseler, Ecevit ile hastanede çekildiğimiz fotoğrafta. Bunlar Harbiye Müzesi’nde sergileniyor” diye konuştu.

Fotoğraftaki 16 kişiden 4’ü ile iletişim halinde olduğunu belirten Cemil Yaralı, şunları anlattı: “Diğer askerlere ulaşmaya çalışıyorum, onları araştırıyorum. Onlara bu albümü vermek istiyorum. Lübnan’da bizi kurtaran kaptana da ulaşmak istiyorum. Lübnan’a çıkan batan gemi personelinden astsubay ve erlerden kimler duyuyorsa; derneğimizden bana ulaşsınlar. Onlarla bir araya gelmek görüşmek istiyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir