13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili avukat Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi‘nin (AYM) ‘hak ihlali’ kararını Yargıtay 3. Dairesi’ne sevk etmesinin yankıları sürüyor.
18 aydan fazla bir süredir cezaevinde tutulan ve 18 yıl hapse çarptırılan Tayfun Kahraman‘ın eşi Meriç Demir Kahraman da, AYM’nin kararına karşın Atalay’ın tahliye edilmemesine tepki gösterdi.
Meriç Demir Kahraman, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gezi Davası‘nda alınan kararları sıraladı.
“MAHKÛMİYET KARARI VEREBİLMEK İÇİN…”
Kahraman, bunun bir ‘siyasi öç alma davası’ olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bir siyasi öç alma davası olan Gezi Davası’nda tüm sanıklar hakkında 30. Ağır Ceza Mahkemesi isnat edilen suçlara dair ‘somut ve kesin delil’ olmadığı aynı zamanda bunlar FETÖcü polis ve savcılar tarafından yasadışı yollardan elde edildiği için 18 Şubat 2020’de oybirliğiyle beraat kararı verdi.
Beraat kararı veren hakimler hakkında FETÖ üyesi olmaktan soruşturmalar açıldı, görev yerleri değiştirildi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, beraat kararını 22 Ocak 2021’de ‘deliller tartışılmadı’ ve ‘dosyanın Çarşı Davası ile birleştirilmesi gerekir’ diyerek bozdu. Böylece dava 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘ne taşındı.
21 Şubat 2022’de ise sadece bir an önce ‘mahkûmiyet kararı verebilmek’ için Gezi ve Çarşı Davaları yeniden ayrıldı.
Nitekim, 13. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Nisan 2022’de Gezi Davası’nda yargılanan, tüm duruşmalara çoluk çocuk, bazıları yurt dışından gelen insanlara oy çokluğuyla ‘kaçma şüphesiyle’ tutukluluk kararı verdi.
Beraat kararını ‘delil tartışılsın’ kararı ile bozan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, delil tartışılmadan ve yasadışı delillere tek bir tane yeni delil eklenmeden verilen mahkûmiyet kararını bu kez ‘hiçbir hukuki değerlendirme yapmadan’ 28 Aralık 2022’de hızla onadı.
AYM, sanıklardan Can Atalay’ın milletvekili olması dolayısıyla hak ihlaline dair başvurusunu gündemine aldığını duyurunca Yargıtay 3. Ceza Dairesi 28 Eylül 2023’te, Gezi Davası’ndaki 5 sanığın TCK 312’ye göre mahkumiyetlerini ‘tek bir hukuki değerlendirme yapmadan, delil tartışmadan’ onadı.
Eşim, meslektaşım Tayfun Kahraman’ın dahil tüm sanıklar adil yargılanmadıkları için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular.
“HUKUKSUZLUKLARDAN SADECE BİR TANESİ”
Can Atalay’ın vekillik başvurusu ile ilgili yaşananlar bir siyasi dava olan bu yargılamadaki hukuksuzluklardan maalesef sadece bir tanesidir.
Aylardır anlatıyoruz; Gezi Davası sanıklarının hükümeti devirmeye çalışmadığı ortada.
Bu ülkeyi birazcık olsu düşünen herkes 13. Ağır Ceza Mahkemesi – Yargıtay 3. Ceza Dairesi – İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi arasındaki Bermuda üçgeninde dönen siyasi itişmenin, buna malzeme edilen suçsuz insanlara yaşatılan zulmün, bu ülkenin adalet sistemine ve mevcut hükümetine verdiği zarara baksın!”
Günaydın.
📌 Bir siyasi öç alma davası olan Gezi Davası’nda tüm sanıklar hakkında 30. Ağır Ceza Mahkemesi isnat edilen suçlara dair “somut ve kesin delil” olmadığı aynı zamanda bunlar FETÖcü polis ve savcılar tarafından yasadışı yollardan elde edildiği için 18 Şubat 2020’de…
— Dr. Meriç Demir Kahraman (@de_meric) October 31, 2023